Enflasyonun artışıyla birlikte, işçi, memur, emekli ve asgari ücretlilerin alım gücü sistematik bir şekilde azalıyor. 2025 yılı için belirlenecek zam oranlarının yüzdelik artışlarla sınırlı kalmaması gerektiğini belirten sendikalar, kira, eğitim, ulaşım ve gıda gibi temel ihtiyaçların karşılanabilir seviyeye getirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Bir emeklinin maaşı 12.500 TL iken, kira fiyatlarının birçok yerde 15.000-20.000 TL bandında olması “asla kabul edilemez” olarak değerlendiriliyor. Sendikaların yaptığı araştırmaya göre, hayatı asgari düzeyde sürdürebilmek için emekli maaşı ve asgari ücretin en az 40.000 TL olması gerektiği ifade ediliyor. Ancak bu rakamın bile yoksulluk sınırının altında kalacağı belirtiliyor.
“Refah Payı Unutuldu, Zaruri İhtiyaçlar Karşılanamıyor”
Sendika temsilcileri, “Refah payını konuşmayı bırakın, insanlar günlük temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor” diyerek günümüz sorunlarının, binlerce yıl önce insanların barınma ve gıda mücadelesi verdiği dönemlerden farksız olduğunu vurguluyor. “Bugün bir emekli, 12.500 TL maaş alırken 10.000 TL’lik kirayı nasıl ödesin?” sorusu yetkililere yöneltiliyor.
Adil Paylaşım Çağrısı
Ülkedeki nimetlerin adil paylaşılmadığını, ancak külfetin yoksul vatandaşların sırtına yüklendiğini belirten sendika temsilcileri, vergilerin emekli ve çalışan kesimi büyük ölçüde etkilediğini ifade ediyor. Sosyal devlet anlayışına geri dönülmesi gerektiğini vurgulayan yetkililer, bu durumun yoksulluk ve suç oranını artıracağı, toplumdaki barış ortamını zedeleyeceği uyarısında bulunuyor.
Çözüm Önerileri
Sendika temsilcileri, adil bir gelir dağılımı için şu önerilerde bulunuyor:
- Milletvekili, bakan ve bakan yardımcılarının maaşlarının düşürülmesi.
- Fakir kesimden alınan vergilerin sübvanse edilmesi.
- Gelir ve nimetlerin eşit bir şekilde paylaşılması.
Bu önerilerle, ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm bulunabileceği ifade ediliyor. Temsilciler, “Nimet ve külfet eşit paylaşılmadıkça, toplumsal barış sağlanamaz” diyerek yetkililere çağrıda bulunuyor.