Gazze’deki soykırıma karşı dünyanın dört bir yanında üniversitelerde öğrencilerin başlattığı kitlesel eylemlere eğitimciler de destek verirken, Türkiye'deki akademisyenlerin sessiz kalması eleştiriliyor. Sosyolog Adem Palabıyık, bu sessizliğin akademisyenlerin insanlık sınavını geçememesi anlamına geldiğini ifade etti. Palabıyık, akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirtirken, ikinci sebep olarak ise 28 Şubat sürecinden kalan fişlenme korkusunu gösterdi. Filistin kefiyesiyle çekilmiş bir fotoğraf karesinin karşılarına çıkma ihtimalinin akademisyenleri korkuttuğunu vurgulayan Palabıyık, “Bu korku, özellikle kendini muhafazakar ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla. Sessiz kalan akademisyenler ya ahlaki ihanete devam edecek ya da muhafazakar vefasızlar olarak anılacaklardır” dedi.
Palabıyık, geçmişte Gezi Parkı için eylemler düzenleyen akademisyenlerin bugün Gazze’ye karşı kör olduklarını belirterek, “Gezi Parkı olaylarında, kendilerini her şeyin sahibi olarak gören akademisyenlerin, Boğaziçi Üniversitesi’nde direnmeyi sürdürdüklerini unutmadık. Bu kesim, Gezi ve feminist söylemlerle hareket etti. Ancak konu Gazze olunca, öğrencilere söz hakkı tanımıyorlar. Gazze Müslümanların yüzakı olduğu için, direnişin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Ülkemizdeki akademisyenler için Gazze belki de son fırsattır. Artık fildişi kulelerinden çıkıp toplumsal değişim ve gelişimi analiz etmeli, toplumun sesine kulak vermeliler.” ifadelerini kullandı.
Filistinliler arasına katılarak İsrail tanklarına taş atan Edward Said, Cezayir’deki eylemlere katılan Pierre Bourdieu ve 68 kuşağına destek veren Sartre’ın neden önemli entelektüeller olduğu daha iyi anlaşılıyor diyen Palabıyık, akademisyenlerin de benzer bir duruş sergilemesi gerektiğini belirtti.